Kamu spotu çıktığında ivedilikle kumandaya uzanıp kanal değiştiren reflekse sahip insan çok. Doğaya dair söylenen sözler parmak sallayarak ders vermek gibi görüldüğünden dokunması gerektiği bilince ve uymak gereken kuralların nedenini sorgulamaya bile sürükleyemiyor bazen. Mars’a çıkacağımız güne kadar doğa en bencilce dürtülerle önce kendimiz, sonra diğer insanlar ve diğer canlılar için zaruri yaşam alanı. İnsan doğaya emanet, doğa da insana emanete dair bilinçli, vicdanlı davranmak için hatırlamamız gerekenleri kanalı değiştirince göremediğimiz kamu spotlarında, sosyal sorumluluk ilan ve bildirilerinde geride bırakırken kaçılamayacak alanlar da var:
Film izlemek. Yeşil filmlerin önemli misyonu var doğanın sesi olmak konusunda.
Doğayı anlatan filmler izlemek ve izletmek iz bırakır. Bir zeytin ağacı gördüğünde aklına gelir İspanyol filminde torunun dedesinin zeytin ağacı için çabası ve o filmi bir kere izleyenin vicdanında ağaca saygı yeşerir. Elbette sayısız film ve belgesel var doğayı anlamayı ve korumayı tema edinen. İşte bunlardan birkaçı izlemeyenler izlesin, izlemiş olanlar da hatırlasın diye:
Cennetteki Çöplük, 2012 yapımı ve Fatih Akın’ın “en Türk filmim” olarak nitelendirdiği belgeseli.
Karadeniz’deki çay tarlalarının ortasına kurulan çöp toplama ve arıtma tesisine karşı köylülerin yaşadığı sıkıntılar ve verdikleri mücadaleyi anlatıyor. Denizin doldurulması, Trabzon’un Sürmene ilçesinin Milli Park bölgesi olan Camburnu beldesinde geçimini çay yetiştirerek sağlayan halkın 12 yıllık mücadelesi tüm sahiciliğiyle ele alınan filmin çekimleri 5 yıl sürmüş.
Türkiye’de esasen sinema gücüyle doğaya dair vicdan borcuna tarihe not düşen ne çok kıymetli eser üretildiğine bir diğer kanıt ise Cem Hakverdi’den Köpek filmi.
Çekimleri 2- 2,5 yıl süren filmde köpeklerin sokakta yaşadıkları ve zamanını, emeğini o köpeklerin hayatta kalmasına dahası aç kalmamasına adamış insanların mücadelesi var.
Cins köpek hevesi ve satın almayıp sahiplenmek gerektiğini önemsemeyen bilinçsizlik vesilesiyle sokakta kalan canların popülasyonunun artışı ve zorlu yaşam koşulları da.
HasanKeyf’i sinema diliyle anlatmak için ise çeşitli film bulunmakta. Ilısu Barajı’nın yapımı ile Hasankeyf’te neler olduğuna dair tarihi birikime, doğaya ve geleceğe not düşen filmlerden biri Suyun Ölüm Tarihi. Film, Uluslararası Mimarlık ve Kent Filmleri Festivali’nde ödül aldı.
Doğu’dan tekrar Karadeniz’e geçersek HES (hidroelektrik santral) etkisine dair uluslararası ödüllerle gurur kaynağı da olan ve Solaklı Vadisi sakinlerinin HES ile mücadelesini anlatan Kırlangıçlar Susamışsa, Bir Avuç Cesur İnsan, Akıntıya Karşı filmleri; komedi filmi tercih edenler için ise 2014 yapımı Bizum Hoca filmi alternatif.
Sayısız kıymetli sinema örneği ve belgesel var elbette. Doğa ve aile ekseninde sürükleyici bir çevre eleştirisi olan İspanya’dan bir örnek: El Olivo (Zeytin Ağacı). 2016 yapımı film dede ve torun bağını zeytin ağacıyla gözler önüne seriyor.
İz bırakan filmler nasihatten etkili olabilir, doğaya ihanet etme hatasına düşmek üzere olunan anlarda. Filmler hem kalabalıkla, hem tek başına düşünmeye ve hissetmeye sevk etmesiyle doğa bilinci için oldukça ilham verici örnekler bunlar sadece birkaçı. Bereketli topraklarımızda doğa sevgisi ve doğayı anlatan seslerin renkliliği diye. Dereler antibiyotik ve boya karışmadan aksın, kuşlar trafik levhalarına değil ağaçlara yuva yapsın diye daha çok bilinçlenmemiz ve hatalarımızdan ders almamız dileğiyle.