Betonun en temel bileşeni olan çimento çevremizdeki pek çok yapıyı şekillendiriyor. Çimentonun doğada bıraktığı ayak izleri de çok belirgin.
İngiltere merkezli düşünce kuruluşu Chatham House, dünyaya salınan toplam karbondioksitin yüzde 8’inin çimento kaynaklı olduğunu belirtiyor.
Çimento sektörünün karbondioksit salımını bir ülkenin karbondioksit salınımı olarak varsayarsak, Çin ve ABD’den sonra üçüncü sırada yer aldığı görülüyor.
Çimento üretimi, uçak yakıtlarından daha fazla karbondioksit salınımına yol açıyor ve sektörel bazda toplam küresel salımın yüzde 12’sini oluşturan tarım kaynaklı salınımın hemen arkasında yer alıyor.
Ancak şu anda Çin’deki çimento tüketiminde azalma yaşanıyorken, ekonomik gelişmeler ve hızlı kentleşmenin etkisiyle Güneydoğu Asya ve Sahra Altı Afrika ülkelerinin gelecek yıllarda inşaat sektörlerinde büyüme bekleniyor.
Chatham House araştırmacıları, binaların dünya yüzölçümünde kapladığı toplam alanın gelecek 40 yılda iki katına çıkacağını, bunu karşılamak için çimento üretiminin 2030’a kadar yüzde 25 artması gerektiğini belirtiyor.
‘Harekete geçmek lazım‘
Chatham House raporu, enerji verimliliğinin artırılması ve fosil yakıtlar yerine atık yakılmasının teşvikiyle ton başına üretimde karbondioksit salımının son 10 yılda yüzde 18 azaldığını ortaya çıkardı.
Yeni kurulan Küresel Çimento ve Beton Birliği (GCCA), sürdürülebilir kalkınma odaklı dünyadaki çimento üretim kapasitesinin yüzde 35’ini temsil ediyor.
Başkan Benjamin Sporton, birliğin iklim değişimine karşı harekete geçmek de dahil olmak üzere, sürdürülebilir kalkınmaya bağlılığının bir göstergesi olduğunu ifade ediyor.
Cüruf en büyük kirletici
Çimentonun ana maddesi olan cüruf üretimi, karbondioksit salımının en çok gerçekleştiği süreç.
2016’da küresel çimento üretimi, toplam salımının yüzde 8’ine tekabül eden 2,2 milyar ton karbondioksit salımına yol açtı.
Bu miktarın yarıdan fazlası “yakma” sürecinde ortaya çıktı.
- Kireç taşı ve kil ham maddeleri taş ocaklarından çıkarılıyor ve parçalanıyor.
- Toz haline getirildikten sonra demir cevheri ve karbonat ile karıştırılıyor.
- Daha sonra 1,450 dereceyi bulan fırınlarda bekletiliyor.
- “Yakma” sürecinde kalsiyum oksit ve karbondioksit ortaya çıkıyor.
- Cüruf olarak adlandırılan yeni bileşen bilye büyüklüğünde geri bileşen olarak meydana geliyor.
- Cüruf soğuduktan sonra toz haline getiriliyor ve kireç taşı ve alçıtaşı ile harmanlanıyor.
- Çimento beton firmalarına hazır olarak yollanıyor.
Çevreci alternatifler
Kuzey Carolina’daki BioMason’un kurucu ortaklarından ve şirketin CEO’su Ginger Krieg Dosier, çimentoya alternatif bir bio-beton tuğla yaratma amacıyla trilyonlarca bakteri kullanıyor.
Kum yerine kalıba mikro organizmaların yerleştirildiği teknik, mercanların oluşum süreciyle benzerlik gösteriyor.
Uzun yıllar süren araştırma-geliştirme çalışmaları sonucu olarak, bio-beton üretim bugün sadece 4 saat alıyor. Oda sıcaklığında gerçekleşen süreç, karbondioksit salınımının 2 ana faktörü “fosil yakıt” ve “yakma” olmadan tamamlanıyor.
Engelleyici Güçler
Şu anda çok az miktarda düşük karbon salımıyla üretilen çimento piyasada yer alıyor. Mevcut üretim seviyeleri, büyüme ve gelişme eğilimi gösteren sektörün ihtiyacını karşılamak açısından yeterli değil.
Devletlerin baskısı ya da çevreci çimento alımlarında fonlama desteği olmadan, düşük karbonlu çimento üretiminin laboratuvar ortamından bir adım öteye taşınması ve piyasaya sürülmesi mümkün olmayabilir.
Zaman daralıyor
Geçen ay gerçekleşen Devletlerarası İklim Değişimi Paneli’nde Paris Anlaşması’nda belirtildiği gibi küresel sıcaklık ortalamasının 1,5-2 derece düşülmesi gerektiği tartışıldı.
Bu 2030’a kadar karbondioksit salımının 2010’da bulunduğu seviyenin yüzde 45 altına çekilmesi anlamına geliyor.
BioMason CEO’su Ginger Krieg Dosier, duruma ilişkin iyimser olmak için nedenlere sahip:
“Piyasa talebi, yenilikçi teknolojiler ve iklim değişikliğine dair artan endişeler, inşaat sektörünü geniş anlamda alternatif yapı malzemelerine adapte olacağı noktaya
BBC Türkçe’nin Haberi